17 Ağustos 2012 Cuma

Kendi öz bloğuma döndüm efendim, bekleriim.

http://kirli-suyunda-pariltilar.blogspot.com/

7 Ağustos 2012 Salı

Bazı şeyler bitmez.

Şu yazıda bahsettiğim insanla yine yaşamadığım halt kalmadı.
Geri dönmeye çalıştı.
Benim hisettiğim her şeyi kendisi de hisetti.
Hem istedim böyle olmasını hem istemedim.
Ama oldu.
Her neyse.
Ben artık olmayacağını biliyorum.
Ama ortalık çok karışık onu da bir ara anlatırım blogcum.
Hadi hoşça kal..

1 Haziran 2012 Cuma

Ohh.. :)

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Evrensel

Her yenilgi insanı güçlendiriyor.
Yenilgi yazarken yenilgiden kastımızın ne olduğu önemli tabii.
Hayal ettiğimiz şeylere ulaşamamak mıdır yenilgi daha farklı bir şeyi mi ?
Yalnızlık da olabilir belki.
Kalabalığa yenilmişizdir.
Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey her seferinde daha güçlü kalkıyorum ayağa.
Her seferinde etrafımda kalkmam için elini uzatan insanların azaldığını bile bile. Hatta; bir süre sonra kimsenin olmayacağını bilerek.
Nefret etmedim ben hiç kimseden. Ne beni bırakanlardan, ne vazgeçenlerden, ne anlamayanlardan..
Ağladım sadece, sonra da gülümsedim.
Eğer yaşamasaydım öğrenemezdim yenilgiyi. Yenilgiyi bilmesem de gülemezdim.
İnsan bazen geçmişe bakıp acizliğine gülüyor gerçekten. Ben çok yapıyorum bunu bu ara.
Aşk, arkadaşlık daha birçok şey.
Evrensel acılar ve mutluluklardır bunlar.
Bana aşktan canı yanmayan, can dostum dediği insandan darbe yemeyen tek bir insan gösterin.
Gösteremezsiniz.
Ya darbeyi yemişsiznizdir ya da vurmuşsuzdur.Yani bu konudan illa ki bir pay almışsınızdır.
O yüzden söylüyorum işte.
O anları hissederken insan bir tek kendi hissediyor sanıyor ya..
Gülüyorum işte.
Evrensel yahu bunlar. Evrensel !

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Oluyor :) 

15 Mayıs 2012 Salı

Olmuyor..

Ne yaparsam yapayım olmuyor, geçmiyor içimdeki sıkıntı..
Onunla arkadaş olarak sadece dershanede konuşuyruz, facebook'a eklemedim tekrar, o da beni twitter'a eklemedi. Çok çocukça bir muhabbet yapıyorum şuan farkındayım ama anlatmam lazım :D
Bazen birisi hayatınızda o kadar çok yer işgal ediyor ki, onun yokluğunda kendinizi tamamen yalnızmış gibi hissediyorsunuz.. Sanki etrafınızda kimse kalmamış gibi.. Bir değişik.
Oysa ben ona bensizliği anlatmak istemiştim, yine ben onsuzluğu öğrendim.

8 Mayıs 2012 Salı

Her cesaretin altında bir yenilmişlik vardır.

Cesaret ne demek biliyor musunuz ?
Deli gibi sevdiğiniz her gün 5 parmak yakınınızda olan ve 1,5 ay sonra bir daha görmeyeceğiniz birisini silmek, onunla tek kelime etmeden durabilmek, içinizdeki sesi bastırabilmektir.
Ve bunların nedeni dağlar kadar kırgın olmaktır.

4 Mayıs 2012 Cuma

Bencil

Eğer beni bu kadar kırmasaydın senden vazgeçemezdim.
Eğer önümde benim hislerimi önemsemeden başkalarına söylemeseydin bana söylediğin şeyleri senden bu kadar nefret etmezdim.
Eğer diyorum bu kadar bencil olmasaydın, belki son ayımızda sana sil beni diyemezdim.
Kıramazdım kalbini..
Şimdi sen nasıl önemsemiyorsan beni ben de seni önemsemiyorum ve bil şu anda değil ama bir gün bu nefret de bitecek ve ben nefretin de aşktan kaynaklandığını hatırlamyacağım..

30 Nisan 2012 Pazartesi

Yalnız kalmaktan korkmamaya başladığında özgür olmaya başlarsın. 

29 Nisan 2012 Pazar

Beddua

Gözlerinden yaş aka aka adımı sayıklarsın inşallahhh ..

26 Nisan 2012 Perşembe

Ös.. pardon. Lys.

Yakında dershanede sabahlıcam.
Edebiyat, tarih, coğrafya, sosyoloji, mantık, psikoloji..
Beynim bulandı.
Tarih çalışmaktan kusabilirim.
Geçen sene paşa paşa puanımın tuttuğu yerlere gitseydim, radyo-tv felan okusaydım böyle olmayacaktı ama işte idealistiğime.. Töbe töbee..  Türkiye şartlarında tutturdum öğretmen olucam diye.Ol, sürün sen de.
Neyse.

S. Onunla ilgili hiçbir şey hissedemiyorum artık. Bazen şaşırıyorum, acaba kendimi mi bastırıyorum diyorum ama yok arkadaş. Önceden nasıl hep yanımda olmasını istiyorsam şimdi de olsa da olur olmasa da olur diyorum.

Öf her şeyi bırakta blog. Kazanıyim şu sınavı ya.

24 Nisan 2012 Salı

Nokta

Yazmak için aşık kalabilmek isterdim ama olmuyor.
Özlüyorum, düşünüyorum, özlüyorum, düşünüyorum..
Onun üzerinde o kadar çok şey düşünüp o kadar çok kelime sarf ediyorum ki ne yazacak bir söz kalıyor ne de düşünecek bir zaman dilimi.

Bir de sıkıldınız bunu görmekten biliyorum; ama bence çok doğru bir tespit.


Erkekler önce özgürlüklerine seviniyorlar, dır dır yok. Nerdesin diyen yok bu kim diyen yok .. Yok işte.. Esir gibi hissetmiyorlar kendilerini.
Kızlarsa yokluğunu hissediyoruz onların. Bütün anılar canlanıyor ilk günlerde zihinimizde. Ahh kokusuu, ahh sesii.. diye diye yiyip bitiriyoruz kendimizi. Sonra yavaş yavaş kabullenmeye başlıyoruz. Çünkü bilinçli olarak acıyı zamanında yaşıyoruz.
Sonra bizim ki her geçen gün hafifliyor.
Onların ki ise yeni yeni başlıyor. Çünkü bir şeylerin yeni farkına varıyorlar.
Bence :) 

19 Nisan 2012 Perşembe

Bu bir vazgeçme yazısıdır..

Tamamen rahatlama amacıyla yazılmış bir yazıdır.
Tam 10 ay , belki 1 sene..
Belki kısa kimisi için, benim için uzun.. Zaman kavramı öyledir ya. Güzel zamanlar hızlı geçer, kötü zamanlar yavaş.. Benim de bu 1 sene içinde zamanım bazen çok hızlı geçti, bazen çok yavaş.. Saniseleri de saydım, günleri de sayamadım..
İki sene önce, o başlatmıştı her şeyi. Ben başkasının acısını yaşıyordum. Onu bastırmak için evet dedim ona. Ama olmadı. Sevemedim o zamanlar, bitirdim.
Sonra o bir kıza çıkmaya başladı. 18 ay. Tam 18 ay çıktılar. Biz ona evet dediğim zamanı bile unutmuştuk. O kız hakkında konuşurduk onunla. Hep iyi anlaşırdık arkadaş olarak. Çok iyi anlaşırdık hatta.
Sonra onun ilişkisi bitti ama biliyorum çok sevdi o kızı.
O 18 ay içinde bende başkalarından hoşlandım, diğer çocuğu unutmaya çalıştım, unuttum da.
Sonra bir şey oldu. Arkadaşlarımızla aramız kötüleşti. Başkalarının tartışmalarını üstlendik biz. O benimle bir süre konuşmadı. O sırada özledim onu, çok özledim. Barışmaya çalıştım, hayatımın bir yerinde olması lazımdı onun. Onsuz bir şeyler eksikti çünkü. Yarımdı.
Küs olduğumuz mezuniyet gecesinde başkasına asıldığında, hüngür hüngür ağlarken buldum kendimi. Sadece özlediğimi sanıyordum ben oysa, değilmiş..
Onun da bana karşı ilgisinin bitmediğini biliyordum. Küstük ama gözleri bendeydi hep. Hayatında bir yerim vardı çok iyi biliyordum ama ne anlamda olduğunu kestiremedim.
Arkadaşıma anlattım sonra. Seviyorum dedim. Oda ona söyledi. Yazdı. Geçen yazdı yani. Çok sevindi, inanamadı ilk başta. Sonra biz çıkmaya başladık. Telefondan mesajlaştık, her şey çok güzeldi. Hayaller kurmaya başladık. Sonra buluştuk. Buluştuğumuz gün ona attığım ' ne hissediyorsun' sorusu sonumuz oldu. 'Bilmiyorum, kafam karışık' demişti bana. Ama mesajlarda öyle değildi. Buluştuğumuz gün değişti. Dayanamadım. Ben her mesaj attığımda acaba ne hissediyor diye düşünemezdim, bitsin o zaman dedim.. Bitti.
Arkadaş olduk sonra, olduğumuzu sandık. O bana hoşlandığı kızları anlatmaya başladı. Değişikti. Bazen bana yakın gibi davranıyordu, bazen başkalarına.
O arada sınıf arkadaşlarımızdan birisinin , onun da yakın arkadaşlarından birisinin beni sevdiğini öğrendik. Çocuğun ilk aşkıydı. Benim için yapmadığı kalmadı resmen. Hala da öyle ama ben..
Hala onu seviyordum, unutamıyordum. O zamanlar birlikte uyumaya başlamıştık, mesajlaşırken sarılarak uyuyorduk. Sımsıkı sarıldım derdi hep.Elimi arkaya atsam yüzüne dokunacakmışım gibi hissederdim gerçekten.  Sonra bir gün bana çok yakın gibi davrandıktan sonra twitterdan tanıştığı bi kızdan çok hoşlandığını anlattı. Bütün gece uyuyamadım. Sabah 'kendimi kullanılmış gibi hissettim' diye mesaj attım. Kuzenime gittim. Bana her şey senden vazgeçebilmek için dedi. Sonra biz yine çıkmaya başladık. Kimse bilmiyordu çünkü diğer çocuk vardı. Olmuyordu onsuz. Yine mesajlarda çok iyi konuştuk. Sonra buluştuk.İlk buluşmamızda iyiydi, sonra yine değişti. İlgisizleşiyordu. Umursamıyordu.En son önceden hoşlandığı kızı dershanede gördük. Arkadaşa bu kız da içimde kaldı dediğini öğrendim. İçim acıdı ama ona göre normal bir şeydi.Yine bitti..
Sonra özledik, çok özledik öyle böyle değil. Dershanede konuştuğum çocukları kıskanıyordu. O kıskançlık bizde hep vardı. Birbirimizin olmasak da kıskanırdık birbirimizi. Seni seviyorum demeye başladı. O kadar çok özledim ki.. Son kez seninle uyumak istiyorum dedim.. Konu farklı yerlere gitti, ilk kez biriyle o kadar yakın konuştum. Mesajlarda.. onun olmak istedim. Okuyan olursa kızacak belki ama istedim işte yalan söyleyemem  . Normalde hiç o kadar yakınlaşmadık ama. Güvenemedim çünkü. Değişeceğini biliyordum.
Yine başladık. Bu sefer mesajlaşmalarımızda daha yakın çok daha yakın konuşmaya başladık. Her şey çok güzeldi bu sefer. Söz verdi bana gelecekteki her dakikanda yanında olacağım diye. Ablalarına söyledi..
Sonra 5-6 gün önce yine değişti. Anlaşamamaya başladık. Bana cevap vermeyi unutup twitterda eski arkadaşlarına yazmaya devam etti. En dayanamadığım şeyler olduğunu söyledim ona. Beni unutup başkalarına cevap veriyordu. Yanımda millete cevap yazıyordu. Yalan hiç söylemedi ama çok kırıldım.Her kavga ettiğimizde bana haklısın deyip, kendisi uzaklaşırdı. Artık birlikte uyumuyorduk. En son tartışmamızdan sonra anlaşamıyoruz, geleceğin planını yapamıyorum dedi. Çok saçmayız dedi. Ben zorum dedi. Beceremiyorum dedi. Bu sonu biliyordum ama bu sefer buraya gelmemek için çok alttan almıştım, çok uğraştım, çok kırıldım..  İstedim ki bir kere de çıkmamız için değil bitmemesi için uğraşsın. ama bir tek ben uğraştım. Her bağırmasında kişiliği böyle dedim. Her umursamadığında düzelicek dedim ama olmadı.
Sonunda anladım ki ; sadece sevmek yetmiyor. İnsanın istikrarlı olması lazım. Bir şeyin hayırlı olmadığını anlamak için çok canımızın yanması gerekiyormuş. Onu anladım.
2 ay sonra farklı şehirlere gideceğiz üniversiteler için. Bu 2 ay içinde yine gelecek biliyorum ama bitirdim artık. Olmuyor anladım. Belki çook uzun zaman sonra başka şehirde karşılaşırız arkadaş olarak..
Artık istediği kızla konuşabilir, istediğini yapabilir. Benim olmayanın kiminle olduğu beni ilgilendirmez.
Onu da kendimi de affettim. Olmuyor anladım ve bitti. İnşallah bu konu bir daha açılmaz :)
Şimdi her gün acaba nasıl olursak devam edebiliriz diye düşünmek yerine, acı çekiyorum ama bu acının sonu var biliyorum. Yorgunluk yok sonunda. Her gün bugün ne için tartışacağız derdi yok..
Dün Ö aradı. Dedi ki ben Ş'ye aşıkken namazda hep hayırsızsa da onu istiyorum diye dua ederdim dedi ama olmadı dedi. Şimdi onu çok seven birine evet dedi ve 1. seneleri bitti. Ben de artık öyle diyorum.
Hayırlı olmayan hiçbir şey, hiç kimse çıkmasın karşıma,
Hayırlı olmayan kimseye aşık etme Allah'ım. Hayırlısı neyse o olsun.
Bu da yazımızın şarkısı olsun :)

14 Nisan 2012 Cumartesi

Anladım.

Benden önemli kimse yok.
Sadece 'ben' olmazsam yaşayamam. 
Kimsesizlikten ölmem.

13 Nisan 2012 Cuma

Ayna Teorisi.

Bundan sonra bana yaptığının aynısını ben de ona yapmaya karar verdim.
Saçma olabilir. Zaten şuanda da yeterince saçmayız.
Daha saçma da olamayız.
En azından onun yaptıklarını ben de yapmış olurum.
Belki o zaman neler hissettiğimi anlayabilir.

12 Nisan 2012 Perşembe

Sınırdayım.

Kendi her dediği yapılsın istenilen ama benim hiçbir dediğimi yapmak istemeyen,
Kendi bağırıp çağırdığında "benim kişiliğim bu" diyen ama ben sesimi biraz yükselttiğimde benimle böyle konuşma diyen,
Çay karıştırmama  bile karışan,
En sinir olduğum şeyin başka kızlarla samimi olması olurken, hiç de arasına mesafe koymayan ama kendi şunu sil dediğinde silmezsem trip yapan,
Haklı olduğumu bildiği konularda bile kendi trip yapan,
Kırılıp kırılmayacağımı çok da umursamayan,
Bunlara rağmen de sevdiğini söyleyen bi sevgilim var.
Herkes şaşırıyor nasıl dayandığıma.
Şimdi benim her geçen gün tahammül sınırım azalıyor, sevgim azalıyorsa; suç bende mi ?
Benim de hatalarım illa ki vardır ama neden tek hatalarını gören benim ki ?
Şu anda bu durum kişiliğime çok ters düşüyor.
Benimle alakası olmayan bir kız var resmen. Kendimi bastırıyorum.
Ama her şeyin de bir sınırı var..

Bu da bu yazının şarkısı olsun :)

9 Nisan 2012 Pazartesi

Geçti geçti.

Eskisi kadar yazmıyorum.
Bundan önceki blogumda gün aşırı yazardım, şimdi yazacak bir şey mi bulamıyorum, yoksa yazmaya da mı üşenmeye başladım bilmiyorum.
İlk sınavı atlattık.
Türkiye geneli gibi sınav bana da zor geldi tabi. Kolaydı diyenlerin önünde saygıyla eğiliyorum buradabn. Afferin lan size.
Sevgili sevgilimle 3. ayımızdayız. Kaç kere tartıştık kaç kere ayrılmanın eşiğine geldik şu 3 ayda sayamadım tabii. Onu sevmeye başladığımdan beri kaç kere ağladığımı da. Neyse ki bunu ona da söyledim de rahatladım..
Seviyor biliyorum ama dengesiz biraz o, bunu kendisi de söylüyor zaten..
Son ayda ben biraz daha boşverdim ama , nereye gidecekse gitsin amaan modundayım. Yoruldum çünkü. Son bir ayda gösterdiğim bu değişime karşı o da biraz değişti, daha iyi gibi. Ben biraz daha rahatım , öyle böyle gidiyoruz işte. Aynı şehire gitmenin hayalini kuruyoruz..
İki gün önce kuzenimin nişanındaydım.
8 sene çıktılar, üniversitede tanışmışlardı . Sonunda da nişanlandılar. Ben bile rahatladım onlar adına vallahi :D.
8 sene lan ! Az mı ! Ben 1 ayda zorlanıyorum yani.
O değil de bu lys nedir ya. Ezber ezber öfff.
Zaten olmadı 2 senelik olur diyorum artık. Öğretmen olup atama beklemek zor yahu. Bakalım ne olecek.
Ya bu arada bu blog ahalisi biraz sessiz mi bana mı öyle geliyor ? Yazmıyorum ama sizi okuyorum yani bilin. Hadi kaçtım.

Not: Başlıkla yazının ne alakası var ben de çözemedim :D 

30 Mart 2012 Cuma

Bu sefer kaybetme korkum yok sanırım.

14 Mart 2012 Çarşamba

Artık yaz gelsiinn lütfeeen :( 

10 Mart 2012 Cumartesi

Özleyeceksin,
Pişman oalcaksın,
Dön diyeceksin.
Demiştim.

7 Mart 2012 Çarşamba

Coğrafya kusucam höf. 

4 Mart 2012 Pazar

Biliyorsun ; pişman olup geri dönmek isteyeceksin.
Biliyorsun o gün ben olmayacağım ve o gün ben tamamen rahatlamış olacağım.
Çünkü; hiç kimse benim gibi olmayacak.
Sen de biliyorsun.

3 Mart 2012 Cumartesi

Cecile Deodoraaant :D Parfümden anlayanlaaar :D ?

Aura'sı mı Diva'sı mı ?
Ne demeye çalıştığımı anlatayım..
Şimdii ben uzun zamandır böyle üzerime yakışacak bir parfüm arıyorum.
Dün gece uyumaya çalışırken birden annemin baya sene önce kullandığı Cecile Aura'nın kokusu geldi resmen burnuma. İsmini hatırlayamadım gecenin 3'ünde kalktım araştırdım buldum.
Ama şöyle bir durum var. Bu mor olan birazcık ağırdı sanki yani yaşıma göre. Ama kokusunu hatırlıyorum çok güzeldi. Şimdi benim 19 yaşımda olduğum düşünülürse, sizce onu kullansam nasıl olur ?
 İnternetteki yorumlara baktım herkes pembesinin daha hafif olduğunu söylüyor ama ben morunun kokusunu çok beğeniyordum pembesini daha denemedim.
Ya da Caldionu da hiç denemedim o da olabilir mi ?
Sizin önerileriniz neler bu konuda ?

2 Mart 2012 Cuma

Huzur denen bir şey varmış be :D
Varlığını anlamıyorlarsa yokluğunla kıymetini bildireceksin.
İyi geceler.

26 Şubat 2012 Pazar

Nari nari nari naaa

Mirhaba yine ben geldim.
Benim blogum olduğuna göre kimi bekleyebilirsin ki zaten blog !
Neyse.
Her şeyi zamana bırakıp kendimi rahatlatmaya karar verdim. Fazla kapılmadan, unutmadan , akışına bırakarak.. İnşallah yapabilirimmmm :D

Eurovision şarkımızı ilk dinlediğimde pek beğenmedim ama bir kaç kere dinleyince çok hoşuma gitti ayy.
Can Bonomo ne kadar eğleniyor öyle söylerken. Ben bile eğlendim izlerken. Şimdi kafa bozulduğu anda açıp narı narı narı naa diye coşuyorum.
Teşekkürlen Can Bonomo. Türkiye için ne ifade ediyorsun bilemeyeceğim ama benim psikolojime iyi geldiğin kesiin. Ay sanki okucak ya ne diyorum. Hadi gittim blog.

22 Şubat 2012 Çarşamba

Geri sayım. 9-1-5

Merhaba blog ben geldim. Temamın ne kadar kötü durduğunun farkındayım ama aceleyle yaptım, onunla uğraşamam şimdi. Zaten bir şeyi çok özene bözene yapmıcaksın arkadaş.
Neyse. Kafam her zaman ki gibi bok gibi.
Çıktığım var mı , var. Ama nasıl çıkıyoruz bi biz biliriz. Saçma sapan bir ilişkimiz var şuan da. Herkesten gizleme çalışmaları falan. Hiç bir sosyal aktivitemiz yok birlikte o derece. Sadece milletin yanında arkadaşcılık oynuyoruz o kadar. E sürekli de arkadaş gibi olunca insanın kafası bok gibi oluyor haliyle.
Direniyoruz. Umudumuz, belki olur ! Belki.
Ayrılamıyoruz ama beraberde olamıyoruz böyle saçma salak bir durum işte. En kötüsü de hiçbir şekilde haberleşemiyoruz. Yani sadece milletin yanındaki arkaşçılığımızla kalıyoruz.
Ona kızıyordum ben kafam karışıyor dediğinde ama hak verdim şimdi. Seviyorum gibi ama ne bileyim benim de kafam karıştı. Şu anda ayrılsak üzülür müyüm ? Evet ama ne bileyim böyle çabuk geçer gibi geliyor Tabi o zaman köpek gibi üzülebilirim o ayrı.
Onu bırak da.
Sınava çok az kaldı yine.
38 gün mü ne.
Ahh ulaaann stres basıyor ikinci senem yani. Kapağı attım attım. Atamadım ayvayı yedim. Bakalım nolcak.
Doğru düzgün de çalıştığım söylenemez al geldim buraya blog yazıyorum burda işte. Millet 5-6 saat çalışıyor lan. Ben 1,5 saat de sıkılıyorum . Ama yine de puanlarım sınıfın yarıısından fazlasından iyi nabbberrr ?
Dışarda bir yerde horon müziği çalıyor şu anda. Hava da nasıl güzel bu havada nasıl çalışıcam lan. Gerçi ben sönük havada da çalışamıyorum. (Sönük hava ne be :S ) Neyse işte. Annem de toplantıya gitti bakalım hakkımda neler söylicekler.
Blog bana de ki saçma sapan şeyleri düşüneceğine kalk çalış. Sonra kim kurtaracak seni ? Sevgili gibi olamadığın sevgilin mi? Hıı ok. Hadi gittim.

18 Şubat 2012 Cumartesi

Karmakarışık bir hal.

Sevmek deli gibi..
O kadar çok sevmek ki bütün git-gellerine rağmen onu kabul etmek.
Kafam karışık dediği an hayatımın altüst olması.
19 gün oldu bugün ona tekrar evet diyeli.
Ona tekrar neler hissettiğimi anlatalı.
Öyle kötü bir durumdayız ki..
Kimseye söyleyemiyoruz bir şey. 2 kişi dışında kimse bilmiyor. Bilemezler ki..
Ama en kötüsü onun saklamaya çalıştığı kafa karışıklığını hissetmek.
18 ay. Az mı ? Eski sevgilisiyle 18 ay geçirdi. Bir anda unutabilir mi insan ?
Unutamaz biliyorum ama hatırladığı her anı hissedebilmek çok can yakıyor.
Bana karşı da boş değil biliyorum. Ama onu kat kat fazla sevmiş olduğunu bilmek..
Bu duygu anlatılmıyor.
Biliyorum bitecek.
Adım gibi eminim ki bittiği gün daha çok sevecek beni.
Bitene kadar yaşıyorum onu işte.
Ben ne hissettiğimi bilmiyorum şuan. Her gün daha mı çok seviyorum her gün daha mı çok uzaklaşıyorum bilmiyorum.
Ben de git-gellerle yaşıyorum.
Zor ama gidiyor işte.

Ben bunları anlatmaya gelmiştim blog. Bir ara geliyim de dertleşelim olur mu ?

2 Ocak 2012 Pazartesi

Gerçekçi ol, imkansızı iste.

2011'e gömdüğüm şeyler var.
Gömdüm ;çünkü 2012'den daha iyilerini istiyorum.
Ve sanki 2012 bana şimdiden , gerçekleri gösteriyor. Sevdim bu yönünü.
En azından boşuna ümit edip, saçmalamıyorum.
Bakalım neler olucakk..
Hepinize hayırlı seneleer :)